Dün 30 Haziran 2013, onur haftasının yıldız günüydü belki de. On binler sokağa döküldü; ülkede ardı ardına gelen olaylara hep direnen halk bu sefer de LGBT bireylerin hakları için sokaktaydı, onlarlaydı. Diğer protestolara nazaran oldukça eğlenceli ve “renkli” geçen bir gündü. Gerek atılan cüretkâr sloganlar olsun: “Faşizme karşı bacak omuza” ; “Sevişe sevişe kazanacağız” gerek katılanların ellerindeki rengarenk pankartlar olsun, gerekse hop oturup hop kalktığımız arada dans ettiğimiz bazen de zıpladığımız bir yürüyüş olsun.
Biz halk olarak oldukça çekiniriz halbuki; ya yanlış anlaşılırsak? Ya bu protestoya, yürüyüşe destek çıkarsak diğerleri bizi farklı algılarsa? Yine bir “komşular ne der” sendromu… Dün bunun yıkıldığını hissettim çevreme baktığımda ki belki de çoğu ilk kez bir LGBT yürüyüşüne katıldı. İnsanların artık haksızlıklara ses çıkarmaya başladığını görüyorum, bana dokunmayan yılan bir yaşasıncılık giderek kaybolmakta şu anda. Bizden Brezilya’ya sıçrayan ve şu anda yine Tahrir de körüklenen direnişler, oluşan kalabalıklar, bu uğurda hayatlarını feda edenler gösteriyor ki gerçek bir farkındalık yaşanıyor.
Ama bir yandan da yapılan terbiyesizliğin haddi hesabı yok; destek için yürüyüşe katılmış bir milletvekili için yazdıklarına bakar mısınız? Buram buram erkek egemenlik kokan, erkeğin erkeğe en büyük silahını çeken bir belediye başkanı…
Bu anlayış ne zaman bitecek acaba? Ne zaman bu ayrımcılık bitecek? Eşcinsellikle ilgili yapılan şakalar ne zaman son bulacak?
Aklıma aylar önce Salt Galata’da gittiğim bir film gösterimi geliyor. İsmi
“Ben, Sen, O…” , 18 dakikalık bir belgesel. Trans bireylerin hayatlarından bölümler anlatıyor. Biri İzmirli, biri İstanbullu…İzmirli olan kendisini sırayla tüm dinlere vermiş. İslam’a sığınmış ilk fakat farklı olduğunun farkındaymış aynı zamanda. Bunu kötüye kullanmışlar, istismara uğramış. İlk başlarda yatmadan evvel ettiği dua “Allahım lütfen bana yardımcı ol, uyandığım zaman bir kadın olarak uyanayım”, olmuş. Daha sonra başka dinlerde devam etmiş arayışına. Bu arada kararını verip operasyon geçirmiş. Üniversite mezunu olup İspanyolca bilmesine rağmen hiçbir tercüme bürosu işe almamış. Çalışabileceği hiçbir iş bulamamış. Hep reddediliyormuş.
Tek çare? …
Related