neye asık olunur biliyor musunuz?

  • September 4, 2010
  • |
  • Genel
  • |

tesadüflere…bir sürü tesadüften dolayı birinden çok etkilenebilirsiniz, ya da bulduğunuz ‘tesadüfi’ ortak yanlardan, dünyada sizle bu özelliği paylaşan birisi daha olduğunu keşfinizden dolayı etkilenirsiniz.

bir gün içinde yüzlerce insan görüyoruz, aslında belki içlerinde bize uyacak, bize paralel olanları var, ama maalesef çoğu geçip gidiyor hayatımızdan, metroda size gülümseyen bir çift göz, otobüste okuduğu kitabı beğendiniz biri, ya da mp3 çalarından gelen sesten müzik zevkini beğendiniz biri. Nasıl tanışabilirsiniz ki? Tesadüf eseri..

Belki aynı otobüsle giderken ortak bir arkadaşınız muhabbet açar, belki başka yerde bir daha karşılaşırsınız, ya da ne bileyim belki aynı okuldasınızdır, aynı dersi alıyorsunuzdur.

Aynı dersi almak bile zorlu bir şans, aynı yıllar içerisinde okula gidip o dersi o dönem seçmiş olmak hatta o dersin aynı ‘section’ında olmak…Belki bu da yetersiz olur. Derse girdiğiniz herkesi tanıyor musunuz?

Belki sonra o dersin bir etkinliğine katılırsınız, organize eden hocanın hatrına, sevdiğiniz derse bir katkınız olsun diye.Tek başınıza.Çıkıp ‘Commandante Che Guevera’ söylersiniz, bir grup öğrenciyle, tek kişinin katılmış olduğu fotoğraf yarışmasında da birinci olursunuz (!?) Bir İspanya gezi rehberi, birkaç CD kazanırsınız İspanyol. Sonra birileri gitar çalar…Bir anda lise 2’ye gidersiniz. Lise 2 sınıfınızın karşı balkonundan flamenko gitar çalan amcayı hatırlarsınız.


Sonra Vicente Amigo çalar, aklınıza bir sınıf arkadaşınızın söylemiş olduğu bir şarkı gelir. Tres Notas Para Decir Te Quiero. Çok heyecanlandırmıştır sizi bu isim lisedeyken, ilk kez şarkıyı çaldığınızda ise enstrümantal olduğunu görürsünüz.

Demek ki notalarla da ifade edilebiliyor…

Tres notas’ın çaldığı şarkıya göre daha bilindik olduğunu düşünürsünüz..Performans biter, gider section arkadaşınızı bulursunuz, neden daha bilindik olanı çalmadığını sorarsınız. Zor bir parça der…Diğer çaldığı şarkıyı kendinize yollanılması üzere emailinizi verirsiniz.

Ama kaybolmuştur verdiğiniz kağıt…Okulun da son günleridir…

Ama ne tesadüftür ki…

Yolda tekrar karşılaşılır, tesadüfen, Email bir daha verilir. Akşama gelmiştir, bir de Vicente Amigo nun son albümü için link. Siz de birkaç müzik blogu yollarsınız. Muhabbet kapanır.

Aylar geçer aradan…

Şu last.fm i yıllardır kullanıyoruz, takdir ediyoruz. Bari üyesi olalım biraz, adamlar para kazansın der üye olursunuz. Böylece profilinize bakmış olanları görebilme hakkı doğar. Profilinize biri bakmıştır. Paralı üye olmamış olsanız geçip gidecektir bu kişi… O da ne!?

Suratı gözükmeyen bir resim, 22 yaş, müzik zevk uyumu harikulade, ortak bir sürü flamenko, üniversite Boğaziçi…

Böyle biri var ve ben tanımıyorsam ayıp dersiniz, mesaj atarsınız, tanıyorum sanki gibilerinden. Karşı taraf ‘ çekinme, tanıyorum de ‘ der , sanki Ti ye alır gibi… Kafanız karışır. Adını sorarsınız. ‘bu numaralar eskide kalmadı mı ‘ der, ilk mesajı siz attığınızdan, her profiline gelene mesaj atan, meraklı kız pozisyonuna düşersiniz.Bir anlamda hem sinir olmuşsunuzdur hem de bu kim diye içiniz içinizi yer.

Section arkadaşınızın aylar önceki emailini bulup email atarsınız. Last.fm hesabın var mı , biriyle tanıştım sen sandım ama değilsin sanırım diye. Sanki o olmasa dünya yarılacak. Güler ve bu kadar ciddiye alacağını tahmin etmemiştim.Evet benim o der.

Der.
Şimdi başka bir tesadüf devreye girecek.

Google sistemi, karşılıklı emailleşmelerden ötürü, birbirinizi Gtalk uygulamasına ekler. Böylece messenger sistemi altında da online,offline durumunuzu görebiliyor olursunuz. Bu durumda muhabbetin tekrar başlamaması elden değildir tabii…

Konuşulur konuşulur.İstanbul’a flamenko festivalleri, konserleri verilecektir. Hadi gidelim denir…4-5 ortak bilet alınır.

Yine büyük tesadüfler eseri ilk konserden 12 saat sonra, aynı semtte aynı sokakta aynı mekanda karşılaşılır mı?..Bir hayal kırıklığı takip eder, Hayal mi? Gerçek mi? Nasıl olur, bu kadar da olur mu… Şimdi ne olacak, nasıl hareket etmeli… Hayatında biri olan birisiyle bu kadar yakın temasta bulunmak doğru mudur, bu kadar çok ortak konsere gitmek, konuşmak hem de başkası olduğunu bile bile. En azından vitesi azaltma kararı alınır, bir açıklama gelecektir, ya da mevzu açılacaktır.

Açılmaz.

Hiçbir şey olmamış gibi, sanki ilk konser sonrasında karşılaşılmamış gibi devam eder her şey. Bir tedirginlik vardır tabii. Kafalar karıştıktır.

Konuşulur, sonunda. Bir başkası zaten çoktandır yoktur.Hatta karşılaşmadan sonra…. Ama görülmüştür bir kere. El ele. Size bir şey ifade etmeyen birisinin elini tutmazsınız diye düşünülür, ya da tutuyorsanız da bu akıllarda soru işareti doğurur.

Berabersinizdir, bir buçuk ay olmuştur. Okulda klasik müzik akşamlarında bir performans verecektir Section arkadaşınız :) Yine tedirginsinizdir, bir sürü arkadaşıyla tanışacaksınızdır. Yerinizi alırsınız. Konser başlar, sıra ona gelir. Vicente Amigo’dur yine çalan.2. şarkı başlar…O da ne???bir anda bu melodi başlar
kulaklarınıza inanamazsınız…

Çünkü Tres Notas Para Decir Te Quiero’ ya göndermedir bu ve o salonda onca kişinin arasında bu geçişi nedeniyle beraber sırf 2 kişi anlar salonda belki de…Nutkunuz tutulmuştur. Etrafınıza bakarsınız, sizden başka adrenalini yükselmiş yok gibidir… Şaşkınlık hayranlık bir sürü duygu benliğinizi kaplar. Ama içinizde yaşarsınız …

İşte böyle bir şey…
tesadüfler silsilesi, oluşumlar, hisler …

Written by EGe

1 Comment

Comments are closed.