Kitaplar

99 articles
Masumiyet Müzesi…

Masumiyet Müzesi…

Çıktığından beri ilginç adıyla ve sonrasında Cihangir'e açılan müzesiyle hep dikkatimi çıkmıştı "Masumiyet Müzesi". Bir koleksiyoncunun bir kadının eşyalarını biriktirdiğini vs. biliyordum sadece. Kitabın içine dalınca çok net bir takıntı dünyasına giriyorsunuz. Bir şeyler biriktirmek? Dönüp kendime bakıyorum. Yıllarca her şeyin koleksiyonunu yaptım neredeyse... Yeri geldi mağazaların renkli karton torbalarına kadar. Hatıralarıma da çok düşkün oldum. Bir sürü hatıra kutum…
Aşk

Aşk

Yıllar önce Nobel ödülü almış yazarladan kitap baktığım sırada alıvermişim 1993'te Nobel Edebiyat ödülünü alan Toni Morrison'un Aşk isimli kitabını. Kapağında çıplak, arkası dönük ve elindeki aynaya gülümseyen siyahi bir kız fotoğrafı var. Açıkçası kitap boyunca kim siyahmış kim beyazmış pek anladığımı söyleyemem belki daha iyi anlamak için bu unsur önemli çünkü ırk farklılığının müthiş önemli olduğu bir dönemde ve…
Hisler silsilesi Eylül

Hisler silsilesi Eylül

Edebiyat dersinde hep ilk psikolojik roman olarak beynimize kazıdığımız bir kitaptı: Mehmet Rauf - Eylül. Psikolojik olarak geçmesi ne özelliğinden dolayı kaynaklanıyor bilmiyorum. Bana kalırsa hislere çok odaklanarak ve çok ince detaylarla hep hisler üzerinden anlatılan bir roman. Hatta bana biraz Jane Austen'ı andırdı diyebilirim. Kendisinden tam 100 yıl sonra dünyaya geliyor Mehmet Rauf, 1900 yılında ise Eylül'ü kaleme alıyor.…
Doppler

Doppler

Bir iki sayfa okudum ve tamam, epey güzel bulacağım bir kitap başlıyor. İlk başta saçma bir konu gibi gelse de içindeki mizahı, entelektüelitesi ve alaycı duruşuyla kitabın kahramanı Doppler'e epey sempati besliyorsunuz. An elk is for life… not just for Christmas. Hayatı boyunca başarı peşinde koşmuş (okulda, işte, evlilikte) birinin babasının ölümü ardından bir bisiklet kazası geçirmesiyle hayata bakış açısının…
Malina

Malina

Avusturya Liseli olmama karşın biraz geç okuduğum bir yazar oldu Ingeborg Bachmann. Mezun olduktan sonra Avusturya Edebiyatı üzerinde özellikle bir ilgiyle okuma yaptığımı söyleyemem fakat "Erich Fried"'i keşfettiğimde çok mutlu olmuştum. Ingeborg Bachmann'ı Paul Celan mektuplarıyla tanımıştım. Okumamış olsam da kulak misafirliğim vardı. Bu sene içinde bu mektupları olmasa da çift dilli olarak "Letters to Felician"ı Almanca/İngilizce okuma şansım oldu. Mektuplardan…
Ellerin Zamanlarla Dolu

Ellerin Zamanlarla Dolu

Hayatına son veren şairler/yazarlar dizime Paul Celan ile devam ediyorum. Hem de ölüm yıl dönümünde anmış oluyorum çünkü cesedi kendisini bıraktığı Seine nehri sularından 1 Mayıs 1970'de bulunmuş. Asıl ismi  Paul Antschel olan yazar Avusturyalı olarak geçiyor fakat doğduğu yer olan Çernivtsi sırasıyla Avusturya-Macaristan, Romanya, SSBC ve günümüzde Ukrayna sınırları içinde yer alıyor. 1920 yılı olan doğum yılında ise Romanya'ya dahil gözüküyor. Antschel…
Erken Kaybedenler

Erken Kaybedenler

Açıkçası çok bir beklentiyle başlamadım bu kitaba. Roman mı öykü mü ne onu bile bilmiyordum elime alırken.  8 ayrı hikaye karşıladı beni, her birinde de aslında yaşı 13-14 olan ergen bir erkek çocuğu baş rollerde. Fakat sanırsınız 40-50 yaşlarında. Bazı öykülerde anca sonuna doğru anlıyorsunuz yaşını bazılarında ilk satırlardan ele veriyor kendini ama tamamen büyümüş de küçülmüş bir karakter mevcut…
Gülün Adı

Gülün Adı

Bünyelerde "sarışının adı, esmerin tadı" klişesini uyandırsa da ya da bu benim çarpık çağrışımlarım da olabilir, küçüklükten beri bu kitabı her gördüğümde bir sempati duyardım. Sanırım Harry Potterlardan sonra 1000 küsür sayfaya yaklaşan ender okuduğum kitaplardan biri bu. Hikaye ise başlar başlamaz bir Sherlock kokusu veriyor... Sherlock'un "deduction"/ Tümdengelim methodunu çok iyi kullanan bir William'a rastlıyoruz. Bir de hikayeyi anlatan…
İsa Bu Köye Ugramadi

İsa Bu Köye Ugramadi

İtalya'nın güneyine sürgüne gelen bir doktor/ressamın köy izlenimlerini anlatıyor bu roman. Konu bakımından Il Postino filmini andırıyor, Şilili şair Pablo Neruda'nın İtalya'ya sürgün gittiği bir adayı konu alıyordu film. Kitap hem Calvino'nun hem de Sartre'nin ön sözleriyle başlıyor. Carlo Levi'nin yazdığı kitap güney İtalya'da köylülerin hayata bakış açılarını göz önüne seriyor. Sanılanın aksine "güney" olmasına karşın dindar bir halk yok.…
Mülksüzler

Mülksüzler

Bambaşka diyarlarda hatta gezegenlerde süren yaşamlar, yaşadığımız dünyaya paralel yapılar olması ise tam isim vermeden gönderme yapmak için birebir fırsat vermiş yazara... Mülksüzler adı üstünde mülkiyet kavramına inanmayan bunu reddeden ve düzenini bunun üzerinden sürdüren ve bu düzeni kurmak için geldikleri gezegen olan Urras'ı terk eden Anarreslileri temsil ediyor. Komünizm vs. Kapitalizm döngüsünü alttan altta vermesi bünyemde "kızım sana söylüyorum…