un dia vi una vaca vestida de uniforme

Kısmi integral :)

Gün geçmiyor ki okul daha zorlaşmasın! dönem başında tırs tırs olduğumuz Ekonometri dersine şu an ”kurtarıcı”mız gözüyle bakmaya başladık, o kadar. Lisansımı Uluslararası Ticaret’de yapmış olsam bile, burada aldığım International Trade kursu apayrı bir dünya…Derse integral alarak başladık. Hadi yine konseptler tanıdık, okurken kendimi kötü hissetmiyorum…Ya International Finance? Ya alınması gereken onca derivatif, integral, lagrangian filan? Brush-up kursuyla öğrenilecek bir şey değil Lagrangian! Bir ödevimizin 8 sayfalık bir Lagrangian olduğunu varsayın bir de! Halimiz yaman aman! Başlıkta ne yazdığımı anlayan var mı? Meksikalı arkadaşımın ezberinden gelen ‘üniforma giymiş bir inek gördüm’, kısmi integral formulü!

Bunun dışında Barselona’daki en büyük problemin HALA sidik olduğunu düşünüyorum. Gerçekten inanılmaz bir şey var bu şehirde, sanki orta çağdan kalma gibi, hayvanları geçtim insanlar bile sokağa işiyorlar hem de gün ışığında! Çoluk çocuk, büyük küçük fark etmiyor. Evimiz hemen caddeye baktığından, dışarıyı gözlemlerken ev arkadaşlarım bile iki kere iki araba arasında işeyen insanlar görmüş. Eminim ki tüm ama tüm ağaç diplerine işenmiştir bu şehirde, okul yolum sözde yemyeşil, fotoğrafını çekince ”vay arkadaş” dedirtiyor; gelin görün ki bazen geçerken mide bulantılarımı zor tutuyorum o kadar iğrenç kokuyor. Hele hele haftasonunu atlattıktan sonra.. Gecelere akan gençler WCsizlikten, sokaklara işiyor, kız/erkek fark etmez. Hatta yolda yürürken, çok doğal bir şeymiş gibi, bir annenin 9-10 yaşlarındaki çocuğunu ağaç dibine işettiğini görebiliyorsunuz.

Onun dışında, her hafta bir misafirimiz oluyor. Bu hafta hem Mısırlı hem de Cezayirli iki arkadaşımla görüştük. Biri Amerika’da PhD öğrecisi, konferansa gelmiş; öteki de Valensiya’da okuyor normalde, aktarma uçuşundan istifade ettik. 2009’da yaz okulunda beraberdik. Ordakilere bakınca Nathan evlendi, Aliya evlendi, Selma&Samir (zaten çiftlerdi) ve Nihan nişanlandı. Muhtemelen Lydia ve Bob da öyledir. Eylül’de evlenecekler dedi Selma..2 senede! :D

Neyse, ilginç şeylere dönelim…Mercimek köftesi yapma hevesi geldi bana, ama gelin görün ki malzeme olayı zor…Masterdan Türk arkadaşlarımdan Çağrı sağ olsun, ben bulgur buldum dedi, almış bana yollattı sayesinde yaptım bir şeyler. Bu muhabbet arasında söz döndü dolaştı Türk yemeklerinin vazgeçilmezi maydanoza geldi. Çağrı dedi ki, ”Dikkat et, manavlarda maydanoz istediğinde kasanın yanından bir demet çıkarıp beleş veriyorlar”… Pek ihtimal vermiyordum, denedim oldu! Hem de iki kere.. Hatta ilkinde pişkin pişkin hiçbir şey almadan direkt kasaya gidip maydanoz var mı dedim adam bir tutam uzattı; aldım ve çıktım:D İkincisinde sonunda taze soğan bulmuştum, çocuğa maydanoz sordum, gitti dükkanın aşağı katından özel getirdi ama 2-3 demet var, istesem hepsini veriyordu, bir yarım demetlik istedim. Pakistanlı vs. Çinli, Çinliyi tercih ederim, uğraştı getirdi :D Pakistanlılarda hep bir hinlik var gibi geliyor…

Neyse en bomba yorum Çağrı’dan geliyor ” Herhalde maydanozu hayvanlara filan veriyorlar burda, insanlar yemiyor! Neden bedava ki!!!” :D:D Hoş, süpermarketlerde, özel plastik kaplarda dondurulmuş maydanoz satıyorlar! Bir de Meksikalıların cilantrosu var buna benzeyen, görünümü neredeyse birebir! Ama tadı inanılmaz farklı, cilantro soğan gibi gelmişti bana, hatta uzun süre yemeklerin içine bir sos filan döktüklerini düşünüyordum taa ki İspanyolca 302’de Meksikalı hocam bunu anlatana kadar. Eşi de hiç sevmemiş başta şimdi hastasıymış! Cilantro bu arada kişniş yaprağı oluyor, kişniş bu bitkinin tohumlarının kurutulmuş haliymiş!