Datça’ya gidelim derken ilk Bodrum’a vardık ailecek, 1-2 gün kaldık…Bir gece telefon çaldı, dışarda oturuyorum, Sinan arıyor diye koşar adımlarla odaya gittim; ALİYA! Ege, ben Bodrum-Bitez’deyim sen nerdesin dedi…Doğru ya, gelmeden de haber vermişti Bodrum’a gideceğini ama bizim zaten programda yoktu ondan düşünememiştim görüşebileceğimizi. Sözleştik ertesi gün buluştuk. Bir seneden sonra :). Annesiyle beraber gelmiş Aliya tatile…Türkçe konuştuk hep, annesi anlamıyor ama ortak kelimeler olduğundan katılıyor arada sohbete. Bir ara bana aynen şöyle dedi ‘ Gel, gel Kazakistan’a, kışın gel; kar kürersin ‘ hahaha :D inanamadım ya, çok güldüm. Bu cümlenin tamamen aynı olması… -30 derece oluyormuş kışları, 30-40 derece de yazları. İnanılmaz bir karasal iklim yani. Bir sürü şey öğrendik. Ben zaten biliyordum At eti yediklerini, beş parmak adlı yöresel yemeklerini. Helal domuz eti yiyorlarmış, nasıl oluyor anlamadım :). Haşlama ete çorba diyorlar. Sakatatları afiyetle yiyorlar onlar da. Asgari ücret 500 dolarmış. Bodrum fiyatları normal gelmiş,para birimleri tengeymiş. Bir dolar yüz elli tenge ediyormuş. Bir kutu kola 70 tengeymiş. Tüm sayılar onlarda da bizle aynı. Çok sevmişler Bodrum’u, seneye teyzeler kuzenler vs beraber geleceklermiş :)