8’ini birden aldığım için konser tufanı aralıksız devam etti. Bazılarını ikinci defa, bazılarını ilk kez seyretme şansı buldum. Macy Gray geldi mesela, sonra Luz Casal…Natacha Atlas geldi bu sefer Ghetto’daydı. Bazıları salon konseri bazıları klüp konserleriydi. Macy Gray’e salon konseri alakasız gelirken Luz Casal’a “cuk” oturdu. İş Sanat’ın seçimlerini takdir ediyorum fakat bazı sanatçılar o sahneye sığamıyor; seyirciler gelsin eller havaya dans etsin istiyor. Salon şarkıcıları değiller yani. Bu konuda sıkıntı yaşıyorlar. Bunu ilk Chambao konserinde fark etmiştim 2008 yılında İş Sanat’daki. En arkadakileri öne çağırdı ve, Yasemin’in doğum gününü kutlladığımızdan en önden bilet alan bizim tüm görüşümüzü kapattırdı “La Mari”. Daha sonra “añorada chabola, chabola Querida Chin Chin Chin” diyerek gönlümüzü alacaktı bir sonraki sene ama olsun.
Luz Casal ise tam bir salon kadını. ’80lerin divası diye geçtiğinden açtım o zamanlardan bir videosunu izledim, inanamadım. Kolunda dövme, saçlar kabarık, bir Amy Winehouse havaları ama söylediği şarkı gayet soft :) Bence şu an daha bir kendini bulmuş. Biraz kabare yapar gibi, şarkı söylerken ellerini kanat yaparak uçuyor gibi, İspanyolca müzik sevenlerin izlemesi gereken bir isim.
Natacha Atlas’ı bu sefer 3-4 sene sonra izlemiş oldum. Hem de baya yakından. Çok göğüs dekolteli, leopar desenli bir elbise giymişti. Hafif bir göbek…Bu sefer orkestrasında üç Türk varmış bir tanesiyle bir türkü söyledi beraber. Onun dışında duru sesli Natacha’ydı işte. Yalnız konsere gelip de onu tanımayan, ya da etkinlik olsun diye gelenlerin yoğun eleştirisine tutuldu. Yok efendim pavyona gitseydik daha iyiydiler, bu kadar erkek hayranının olmasının sebebi kolay elde edilebilir görüntü vermesi demeler. 3-4 şarkı sonra, yahu herkes eğleniyor gibi biz de mi sorun var deyip çıkmayı düşünenler… Olsun varsın. Geçen performansına kıyasla bu sefer oldukça göbek şov yaptı. Neredeyse her şarkıda. Keşke “beny w benak” da söyleseydi, olsun artık :)