Kitaplar

99 articles
Görmek

Görmek

Saramago'nun "Körlük" romanından sonra çıkardığı ve tezat olarak isimlendirdiği "Görmek" romanını epeydir merak ediyordum. Görmek, orijinal ismiyle "Ensaio sobre a lucidez", biraz sarkastik bir isim tercihi... Demokrasi çerçevesinde bile dönmeyi sürdüren siyasal oyunların iç yüzünü görebilmeye gönderme yaptığını anlıyorsunuz okudukça; ben de bu aydınlanmayı 2013 yılında Gezi Parkı olaylarıyla yaşamıştım. Hayatım boyunca çok da politik bir tavrım, duruşum olmamıştı ama…
Kör Baykuş

Kör Baykuş

Karanlıkta kör olmak fark ettirir mi? Evet. Hayatını gece sürdüren baykuş için öyle... Daha ilk sayfasını okuduğumda beş yıldızlık bir kitap yolda dedim. Hikaye beklediğimden daha farklı ilerledi. Şizofren bir bünye mi? Sanrılar mı? Biraz karman çorman ama oldukça lezzetli... Sadık Hidayet de hayatını kendi elleriyle sonlandırmış bir yazar, bu sene ne kadar çok intihar etmiş yazar ve şair okudum!…
Sırça Fanus

Sırça Fanus

Yine intiharı tercih etmiş kadın bir şair... Bu sefer Amerika kıtasının kuzey yarım kürede kalan kısmından A.B.D.'den geliyor yazar şairimiz: Sylvia Plath. Daha önce de Alfonsina'dan bahsetmiştim. Mar del Plata'dan denize yürüyerek yaşamını sonlandıran bir kadındı o da... İkisi de feminizmi benimseyen hayat duruşlarıyla gözümde bir ortaklık daha kazanıyorlar. Sylvia ondan bir nesil sonra geliyor... İlk ve tek romanı "Sırça Fanus/The…
Mollalar ruhumuzu şeytana sattığımızı söylüyor, Ruslar ruhumuz olmadığını

Mollalar ruhumuzu şeytana sattığımızı söylüyor, Ruslar ruhumuz olmadığını

Çok önce çıkmış olmasına karşın okumadığım bir "bestseller"dı "The Kite Runner"... Bu seneki doğum günü hediyelerimden biri olunca okumak boynumun borcu oldu. Ne yalan söyleyeyim böyle bir nebze olsun insanları farklı diyarlar, kültürler ve olaylarla ilgili bilgilendiren bestseller kitapları seviyorum. Bunun Türkiye'de en büyük örneğini Ayşe Kulin'de görüyorum. Yıllar yılı yazdığı kitaplarla kimi zaman azınlık sorunlarına (Nefes Nefese), kimi zaman…
Eşcinselliğin sınırında dolaşan bir dostluğun hikâyesi

Eşcinselliğin sınırında dolaşan bir dostluğun hikâyesi

Neydi büyük çaresizlik? Aynı kadına mı aşık olmaktı? Yoksa orta yaşlarda genç biriyle yaşamanın farkındalığıyla "yaşlanmanın, ihtiyarlamanın" acımasızlığını derinlemesine hissetmek miydi? Daha taze, diri ve tercih edilir... Oldukça ilginç bir üslubu var Barış Bıçakçı'nın... Hikayeyi Ender'in ağzından sürekli bir Çetin vurgusuyla okuyorsunuz ama bazen bir anda Tanrı anlatıcıya dönüyor, ne olduğunuzu şaşırıyorsunuz. Sonra tekrar Ender ipleri eline alıyor, sanki Ender…
Hintli bir yazardan Ingilizce gelen kitap!

Hintli bir yazardan Ingilizce gelen kitap!

Elif Şafak'ın romanlarını İngilizce kaleme aldığını unutmadım elbet, ama Hintli bir yazarın İngilizce yazması biraz daha "biri kolonileşme mi dedi?". Yine de hiç Hintli bir yazardan kitap okumamıştım sanırım, bu kitap Hindistan'ın mistik ve büyülü gerçekçiliğe uygun atmosferini yaşatarak anlatılmış. Kurgu olarak şimdiki zamanı anlatırken bir anda flashbacklerle en gerilere giden yazar sonlara doğru iki zamanı birleştiriyor. Raju'nun hikayesini hayretle…
Genç Werther’in Acıları

Genç Werther’in Acıları

İncecik bir kitap olmasına rağmen bir oturuşta okuyamadım; hızımı alamadım yarısında Almancasını sipariş ettim. Madem böyle bir şaheser özellikle de dil kullanımıyla da meşhur, neden orijinalini okumuyorsun EGe dedim. Österreichisches Kolleg dedim, aldım. Şimdi de ona başladım. Saplantılı aşk romanlarına aşinayım. Gabriel Garcia Marquez'in "Kolera Günlerinde Aşk"'ından aşırı etkilenmiştim mesela, filmi de tırt gelmişti. 50 yıl süren hastalıklı bir aşk…
Vira vira Zorba

Vira vira Zorba

Yunan bir yazardan okumayalı epey olmuştu. En son Leonis'i okumuştum sanırım...Kazancakis'in bu romanını da kendisini de çokça duymuştum kısmet 2015'eymiş. İşin ilginci kitabın 40. sayfasındayken kaybetmem sonra tekrar sipariş verip almam oldu. O yüzden biraz gecikmeli bitirebildim. İki kere Girit'e gidip de Kazancakis Müzesi'ne gitmemiş olmamın da ayıbını yaşıyorum. Kazancakis şahsına münhasır biri, dokuz farklı yılda on dört kez Nobel'e aday…
Suyu sıkılmış topraklar, Latin Amerika…

Suyu sıkılmış topraklar, Latin Amerika…

Bazen düşünüyorum... Gerçekten ne kadar temiz ve saf dünyaya geliyoruz. İnsan yaşadıkça, gördükçe ve okudukça bilinçleniyor, aydınlanıyor. Binlerce yıldır katliamdan katliama, savaştan savaşa koşan, güçlünün güçsüzü haince ezdiği, işine geldiğinde kıydığı, belirli bir topluluğun çıkarı için diğerlerinin tüm değerlerinin yok edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bunun en iyi örneği ilk insanlığın doğduğu kıtanın zaman içinde dünyadaki farklı yapılanmalar sonucu insanlığın çöplüğü…
This time for Africa

This time for Africa

Incendies filminden sonra beni köklü olarak sarsan çok bir film izlememiştim ya da kitap okumamıştım.  Coetzee'nin bu kitabıyla büyü bozuldu... Kitabın Güney Afrika temalı olduğunu bilmeden okuduğunuzda uzunca bir süre kim siyahi kim beyaz anlamıyorsunuz. Olay döngüsü hemen şekillenmiyor; belki de yazar bilinçli tercih etmiştir bunu ya da ben siyahilerin tercih ettiği isimlere vakıf olmadığımdan kolayca anlamadım, bilmiyorum. Irksal meselelere…