Posts written by: EGe

Malina

Malina

Avusturya Liseli olmama karşın biraz geç okuduğum bir yazar oldu Ingeborg Bachmann. Mezun olduktan sonra Avusturya Edebiyatı üzerinde özellikle bir ilgiyle okuma yaptığımı söyleyemem fakat "Erich Fried"'i keşfettiğimde çok mutlu olmuştum. Ingeborg Bachmann'ı Paul Celan mektuplarıyla tanımıştım. Okumamış olsam da kulak misafirliğim vardı. Bu sene içinde bu mektupları olmasa da çift dilli olarak "Letters to Felician"ı Almanca/İngilizce okuma şansım oldu. Mektuplardan…

Mona in Istanbul

You might remember Mona and how I met her personally back in 2014. She told me she might be visiting Istanbul soon or later and the time has come. Mona and the paroject she is in were invited to Jazz in Ramadan concerts. "Jon Balke and Friends" is the project she is in and it was the last concert of the…
Ellerin Zamanlarla Dolu

Ellerin Zamanlarla Dolu

Hayatına son veren şairler/yazarlar dizime Paul Celan ile devam ediyorum. Hem de ölüm yıl dönümünde anmış oluyorum çünkü cesedi kendisini bıraktığı Seine nehri sularından 1 Mayıs 1970'de bulunmuş. Asıl ismi  Paul Antschel olan yazar Avusturyalı olarak geçiyor fakat doğduğu yer olan Çernivtsi sırasıyla Avusturya-Macaristan, Romanya, SSBC ve günümüzde Ukrayna sınırları içinde yer alıyor. 1920 yılı olan doğum yılında ise Romanya'ya dahil gözüküyor. Antschel…
Erken Kaybedenler

Erken Kaybedenler

Açıkçası çok bir beklentiyle başlamadım bu kitaba. Roman mı öykü mü ne onu bile bilmiyordum elime alırken.  8 ayrı hikaye karşıladı beni, her birinde de aslında yaşı 13-14 olan ergen bir erkek çocuğu baş rollerde. Fakat sanırsınız 40-50 yaşlarında. Bazı öykülerde anca sonuna doğru anlıyorsunuz yaşını bazılarında ilk satırlardan ele veriyor kendini ama tamamen büyümüş de küçülmüş bir karakter mevcut…
Mariza

Mariza

How nice to see Mariza live again after 9 years! I remember so well, it was back in 2007 and I was preparing for the university entrance exam and I saw that she was coming to Istanbul! My heart went boom! I have been to Portugal in 2006 even before seeing the popular Mediterranean countries like Spain and Italy, the…
Mísia

Mísia

Mísia! With her short hair and black fishtail eyeliners and a red lipstick. She always had this firm stand as an image in my mind until the concert I have been to yesterday! I have completed my Fado singers mission now I guess: Cristina Branco, Mariza, Ana Moura, Teresa Salgueiro and now Mísia... She is a talkative and a friendly person. She…
Gülün Adı

Gülün Adı

Bünyelerde "sarışının adı, esmerin tadı" klişesini uyandırsa da ya da bu benim çarpık çağrışımlarım da olabilir, küçüklükten beri bu kitabı her gördüğümde bir sempati duyardım. Sanırım Harry Potterlardan sonra 1000 küsür sayfaya yaklaşan ender okuduğum kitaplardan biri bu. Hikaye ise başlar başlamaz bir Sherlock kokusu veriyor... Sherlock'un "deduction"/ Tümdengelim methodunu çok iyi kullanan bir William'a rastlıyoruz. Bir de hikayeyi anlatan…
İsa Bu Köye Ugramadi

İsa Bu Köye Ugramadi

İtalya'nın güneyine sürgüne gelen bir doktor/ressamın köy izlenimlerini anlatıyor bu roman. Konu bakımından Il Postino filmini andırıyor, Şilili şair Pablo Neruda'nın İtalya'ya sürgün gittiği bir adayı konu alıyordu film. Kitap hem Calvino'nun hem de Sartre'nin ön sözleriyle başlıyor. Carlo Levi'nin yazdığı kitap güney İtalya'da köylülerin hayata bakış açılarını göz önüne seriyor. Sanılanın aksine "güney" olmasına karşın dindar bir halk yok.…
Miguel Poveda

Miguel Poveda

Epeydir İş Sanat'a teşrif etmemiştim ki Miguel Poveda konseri vesile oldu. Hem de konser, Paco de Lucia'nın vefatının yıl dönümüne denk geldi. Poveda'yı Carlos Saura'nın Fados belgeselinde Mariza'ya eşlik etmesiyle tanımıştım. Meu fado meu'ya İspanyolca versiyon yapmışlardı: https://www.youtube.com/watch?v=vdR2_Yxgrio Oldukça geleneksel ve maço diyebileceğimiz bir havası olan flamenko dünyasında Miguel Poveda bir eşcinsel olarak yer alıyor. Böyle bir tabuyu kırabilmek hiç kolay…
Mülksüzler

Mülksüzler

Bambaşka diyarlarda hatta gezegenlerde süren yaşamlar, yaşadığımız dünyaya paralel yapılar olması ise tam isim vermeden gönderme yapmak için birebir fırsat vermiş yazara... Mülksüzler adı üstünde mülkiyet kavramına inanmayan bunu reddeden ve düzenini bunun üzerinden sürdüren ve bu düzeni kurmak için geldikleri gezegen olan Urras'ı terk eden Anarreslileri temsil ediyor. Komünizm vs. Kapitalizm döngüsünü alttan altta vermesi bünyemde "kızım sana söylüyorum…