Anar veya Nar… Bir meyve olarak, bir sembol olarak beni epey düşündüren. Belki çocuklukta “çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane” tekerlemesiyle zihnimize yerleşen bir meyve. Zenginlik ve bereket saçması, içinden binler çıkması. Elif Şafak’ın olay yaratan Baba ve Piç kitabının kapağını süslüyordu bu meyve ( Hala Metis Yayınlarındayken). Ben meyvenin yarık olmasından kitapla paralel bir şekilde cinsel bir gönderme olduğunu düşünmüştüm. Narın neleri sembolize ettiğini sonra öğrenecektim.
2011 yılında Ukrayna’da katıldığım öğrenci konferansında, Ermenistan’da gelen grup, kültürel gece için yanlarında “nar şarabı” getirmişlerdi. Tadı buruk geldi; o gün öğrendim ki onlar için Nar çok kıymetli…Ve Ermenice “Nur” diyorlar :) Etimolojik olarak bakınca Nar, Nur/նուռ , Anar/أنار gibi çeşitlemeler görüyoruz. Arapça ise Nar kelimesi ateş anlamına geliyor, nurdan türeyerek. Narı daha sonra Ermeni asıllı arkadaşlarımın evlerinde biblo olarak, üzerlerinde takı olarak sık sık görecektim. Azerbaycanlı arkadaşıma sorduğumda ise onların da narı çok benimsediklerini gördüm. Onlarda da şarap diyince akla gelen türlerden nar şarabı. Bir bölgeye hüküm sürüyor yani. Facebook’ta onlarca kez kapanan “Ötekilerin Postası” sayfasının logosunun da nar olmasının da manidarlığı… Ya da her 24 Nisan’da yere atılarak parçalanan nar resimlerinin ya da yarık nar resimlerinin profilleri süslemesi…
Once filminden tanıyacağınız Markéta Irglová da albümünün adı için narın Farsça’sı olan “Anar”ı seçmiş. Aynı zamanda albümde geleneksel bir Farsça şarkı da mevcut: Dokhtar Ghoochani. Şarkıların her biri o kadar güzel ki, albümün; tümüne karşı sevgi besliyor insan. İsmi dahil.
Sonra aklıma son zamanlarda eserleriyle modern edebiyatta yükselen bir yıldız geliyor: İhsan Oktay Anar. Soyadının meyveyle herhangi bir ilgisi var mı bilmiyorum ama kitaplarına duyduğum sempati ismiyle de bütünleşiyor. Son romanı Galîz Kahraman’ı biran evvel okumak istiyorum!
ekşisözlük’ten bir ekleme geldi, bizim içimizden de bir Nar albümü kopmuş aslında, Mercan Dede’nin Nar Albümü! İsimleri ise müthiş: Nar-ı ney, nar-ı mey, nar-ı yar, nar-ı aşk, nar-ı şems, nar-ı can, nar-ı cem ve nar-ı seher!
Bir de bir şair varmış, kızına Nar ismini veren ve şiirlerini ona ithaf eden: Haydar Ergülen.
Ve bir kitap daha ilgimi çekiyor. Adı “Nar Ağacı”. Geçtiği coğrafya kuşkusuz belli: Trabzon, Tebriz, Tiflis, Batum ve İstanbul. Daha okumadım kitabı ama okuyacaklarım arasında olsun istiyorum. Kitap, Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı arasında geçen aşk hikayelerini anlatıyormuş
Bir de şehir Granada var tabii ki, Meksikalı arkadaşım hatırlattı; sağ olsun! Şehrin amblemi de Nar, El Hamra’nın şehri, dile kolay!
İspanya’ya kadar gitmişken bir de Sefardilere dokunalım. Mor Karbasi’nin yeni albümünden “Nar Hırsızı” şarkısı: