Bu Paskalya tatilinde bir sürü gurme sitesinin ve yemek blogunun yardımıyla, çok farklı yeme deneyimleri elde ettim. İlk durağımız Málaga. Burada ilk defa TripAdvisor’da 1 numara olan bir yeri denedik. İstanbul’a baktığımda sadece Sultanahmet civarı yerleri gösterdiği için TripAdvisor’a çok güveniyor değilim aslında, yine de çeşitli yorumları okuyarak fikir edinebiliyor insan.
Adresi: Carrer Carcer 8
Burada bir sürü farklı tapas deniyoruz. Üç peynirden yapılmış kiş, etli empanada, havuç püresiyle sunulan çipura filetosu gibi. İspanya’ya gelenler bilirler, bir süre sonra tapasların hep aynı olduğunu görürsünüz. Halbuki mekan çok yaratıcı seçenekler sunuyor. Menüsünü de “geleneksel” “geleneksel olmayan” şeklinde düzenlemiş.
|
Solda havuç püresiyle çipura filetosu, sağda Arjantin Empanadası |
İkinci durağımız Granada’da çok inanılmaz bir yer keşfedemedik. Orada Erasmus yapmış olan bir arkadaşımın tavsiye ettiği iki mekanda tapas yedik. Granada’da birçok mekanda içki isteyince, yanında gelecek olan ücretsiz tapası bile seçebiliyorsunuz. Bazense sadece kendi belirlediklerini getiriyorlar. La Bella y La Bestia’da mesela kendileri getiriyor. Ücretsiz tapas tabağının içinde cips, makarna salatası ve poğaça ve zeytin var. Mekanın en büyük avantajı ise manzarası
Mekanın adı : La Bella y La Bestia
Adres: Carrera del Darro 37
|
Elhamra Manzarasına Nazır |
|
Deniz ürünü tapaslar ve ücretsiz gelen tabak / Clara eşliğinde |
Üçüncü durağımız Córdoba ise, akşam yemeği için Endülüs’de tek olan Sefarad Restoranı’na gittik. Gerçekten eşsiz bir deneyimdi benim için. Keşke canlı müzik de olsaydı, çünkü okuduğum yorumlarda normalde hep canlı müzik eşliğinde yemek yediklerinden bahsetmişlerdi. Güzel olurdu Ladino dinlemek, kısmet değilmiş.
Yemekler gerçekten büyük özenle yapılıyor. Ben özellikle de tatlı menüsüne hasta oldum. Ana yemek olarak tercihim ballı, hurmalı ve kuru üzümlü tavuk oldu. Bu yemek tam buğdaydan yapılmış üzerine saf sızma zeytinyağı gezdirilmiş cevizli bir pilavla servis ediliyor. Sinan ise limonlu balık topları aldı. İçinde zerdeçal olduğunu düşünüyor, balığın tadı pek alışılageldik değil. Limonla karıştırdıkları bu baharattan olduğunu düşünüyoruz.
Sıra geldi tatlılara. Sinan Curry Soslu Brownie yanında Menekşe Dondurması alıyor, bense Beyaz Çikolata Çorbası adını koydukları tatlıyı alıyorum. Leziz… İçi zencefilli dondurmayla doldurulmuş hurmayı merak etmedim değil! Ne oluyor bana?! Ben hurma sevmezdim hani!
Mekanın adı : Casa Mazal
Adres: Carrer Tomas Conde 3
|
Menüyü, Seçenekleri görün diye koyuyorum |
|
Beyaz Çikolata Çorbası |
|
Menekşe Dondurması ve Curry soslu Brownie |
Gün içinde çay içmek için, Salon de Té adlı çay bahçesinde soluğu alıyoruz. Yine geleneksel dekore edilmiş bir Endülüs evi kapılarını bize açıyor. İşletmecileri Arap olan mekanda, türlü Ortadoğu tatlıları ve bin bir çeşit çay bulmanız mümkün! Ben bir koca dilim baklava sandığım tatlıdan alıyorum ama bir bakıyoruz tel kadayıf tadı veriyor. Ama servis yapan kişi bunun baklava olduğunu iddia ediyor. Baklava hamurundan olduğunu söylüyor. Çok uzman olmadığımdan karşı çıkmıyorum :)
Mekanın adı : Salon de Té
Adres: Carrer Buen Pastor 13
|
Avluya Açılan Kapı |
|
İşlemeli bardaklarımız ve Baklava (!) mız :) |
|
Avlu |
Hazır buradayken, şehre özgü soğuk çorbayı da içmeden gitmeyelim diyorum. Cordoba Gazpacho’su diye geçen Salmorejo’yu tadıyoruz. Üzerine kaynamış yumurta ve jambon parçaları ekledikleri, sarımsaklı soğuk domates çorbası diye tanımlayabilirim. Çorba yerine krema daha yerinde olur hatta.
Adres: Calle de Tundidores 3
Gelelim Sevilla’ya … TripAdvisor’un methettiği 1. restoran otelimize çok yakın olunca, hem öğle yemeği hem akşam yemeği yeme fırsatı buluyoruz. Bir sürü ilk deneyim yaşıyorum. Tek sinirlendiğim şey, Paskalya haftası yoğun olduğundan tapas servisi yapmıyorlar yani en az yarım porsiyon ya da ta porsiyon söylemelisiniz. Tapas ve yarım porsiyon arasında da iki katından fazla fiyat farkı var, porsiyonlar iki kat bile fark etmese de! Neyse ki, son gün Paskalya bitmiş oluyor, öğle yemeğinde çeşit çeşit tapas deneyebiliyoruz.
İlk defa bıldırcın yumurtası ve aylardır İspanya’da yaşamama rağmen yemeği reddettiğim Jamon Serrano’yu deniyorum. Daha sonra deniz tarağı ve mürekkepli spagetti deniyorum. Süpermarketlerde siyah spagettileri görüp acaba diyordum sonunda denemiş oldum. En önemlisi ise foie, yani kaz ciğeri ezmesi. Katalunya’da inanılmaz tüketilen bir meze çeşidi bu. En ufak süper markette bile bulabiliyorsunuz. Ciğerle arası pek olmayan ben, uzun süre tereddüt etmiştim yemek için, elbetteki büyük baş hayvan ciğeri tadı yok, farklı bir dokusu var. Denenmeye değer, sadece çekincem şu ki kazlara bunun için işkence ediliyormuş, bu konuyu daha iyi araştırmam gerekiyor. Ciğerleri yağlansın diye, zorla yem verme yöntemi kullanılıyormuş.
Kısacası mekan kesinlikle denenmeyi hakkediyor!
Mekan: Vinería San Telmo
Adres: Paseo de Catalina de Ribera 4
Erimiş Castuero peyniri, karamelize edilmiş soğanla beraber
Torta de Castuera con cebollas caramalizadas y tostas
Melted Chesse Tart ‘Castuera’ with Caramelized Onions
Bıldırcın Yumurtalı, Serrano Jambonlu Kızarmış Ekmekler
Huevos de codorniz con Jamón Ibérico
Quail Eggs with Cured Iberian Ham
.
Pesto Soslu Mürekkepli Spagetti ve Deniz Tarağı
Espaguetis a la Tinta de Sepia con Vieira
Squid Ink Spaghetti with Garlic and Grilled Scallops
Izgara Kabak Dilimi üstüne Kızarmış Çıtır Langostinolar ( Bir çeşit yengeç-karides)
Crispy langoustines in panko on base of grilled courgette with soya sauce mayo
Crujiente langostinos fritos con panko sobre base de calabacin plancha
Mezgit Balığı
Fresh Cod Roteña Style
Bacalao a la Roteña
Arjantin Biftek Filetosu
Argentinian Beef Fillet
Lomo Alto de Ternera de Argentina
Çılbır yumurta, Yarı Pişmiş Kaz Ciğeri ve Yabani Mantarlar
Poached Eggs with Foie Gras Miscuit and Wild Mushrooms
Huevos Poche sobre Foie Micuit y Setas de Campo
Kremalı Bulgur, Yabani Mantarlar ve Yer Mantarı Yağıyla
Creamy Bulgur Wheat with Wild Muhsrooms & Truffle Oil
Trigo Cremoso con Boletus y Aceite de Trufas
|
Related