Dünyada 7 milyon insan deneyimlemiş… Türkiye’de ise hala sadece 25 bin… Uzun süredir gitmek istediğim bir etkinlikti “Karanlıkta Diyalog”. 26 Nisan’da turumuzu yaptık. Bir labirentten geçtik ve rehberimiz bizi karşıladı.
İlk önce bir panik duygusu kapladı içimi. Ne kadar hazırdım bu deneyime kestiremedim… Ama rehberimiz Harun’un güven verici sesi ve diğer insanların varlığı çabucak alışmamı sağladı. Bir duygudan sıyrılarak diğerlerine odaklanabilmek müthiş bir şey. Koku mesela… Rehberimizin parfümünü kendime güven noktası seçtim, o koku etraftaysa güvendeydim. Daha sonra ise sesler elbette. Günlük yaşamda da keyif aldığım müzik ve sokağın sesi, görme duygum kısıtlanınca daha da ön plana çıktı. Kantinde otururken dinlediğimiz şarkıyla dans bile ettim. Diğer duygulara yoğunlaşmış olduğumdan onlardan keyif almaya baktım. Ah İstiklal! Görme duygusu olmadan bile güzelsin. Spoiler vermek istemem ama tramvay ile İstiklal turu yapıyorsunuz :). 1,5 saat süren deneyimleme boyunca takımdaki herkes birbirinin adını öğrendi. İçimizden biri dedi ki: ” Normal hayatta bu kadar dip dibe olmayız; birbirimize daha az dokunuruz. Fakat burada dokunmak ve hissetmek insana yalnız olmadığını hatırlatıyor”. Çıkışta herkes hangi adın kime ait olduğunu anlamaya çalıştı. Yazdığım tespiti yapan Sevgi Hanım mesela kapalı bir kadındı. Bir anda görsellik olmadan sıfır ön yargılı olabileceğimizi tekrar idrak ettim. Yine de düşünmeden edemedim “birbirine rahatça dokunmak” onu rahatsız etmiş miydi acaba diye…
Rehberimizin dediğine göre tam 4 kez gelip karanlık fobisini yenenler olmuş. Bence de bu etkinlikle çok kolay üstesinden gelinebilir. Benim aklıma bir de Björk’ün oynadığı “Karanlıkta Dans” filmi geldi. Tüylerim ürperdi son sahnelerini düşündüğümde…
Bu projede 20-30 görme engelli istihdam ediliyormuş; bu açıdan da çok takdirimi kazandı. Hem keyif aldıkları bir işi yapıp hem sosyalleşip hem de hayatlarını kazanabilmeleri çok güzel bir şey!