Milyon tip arkadaşım arasında çok ilgi çekici olanlar var…mesela İranlı bir arkadaşım var, apayrı bir hadise, kendisi Arapça da biliyor, çünkü babası küçüklüğünden itibaren öğretmeye başlamış. Babası İran hukuk sisteminde nüfuzlu biri. Şeriat ve İran Hukuk Sistemi’ni birleştiren bir yargı mekanizmaları varmış ve babası da bu konuda İran’da ender bulunan uzmanlardanmış. Hatta ve hatta Batı medyasında oldukça ses getiren Sakine Muhammedi Aştiyani olayı bile babasının ofisine gelmiş! Ama olayın çok farklı yansıtıldığını söyledi. Yani bu karar mekanizması özellikle de Recm gibi ağır bir karara mahkum olmak için 3 aşamalı bir karar sistemi varmış. Yerel mahkeme, Yüksek Mahkeme, Yargı Sistemi Başının imzası. Bu kadının davası 1. aşamada takılmış ve Batı medyasında oldukça yankı bulmuş. Arkadaşım ”recm kararı” olmadığını özellikle vurguladı. Bu olayın yanlış yansıtıldığını düşünüyor.
Onun dışında kendisi beklediğimden çok farklı. Birçok tabu olan konuyu, benimle arasında cinsiyet farkı yokmuş gibi konuşabiliyor. Ama bazen gerçekten o kadar ummadığım şeyler sorup anlatabiliyor ki! Tepki gösterdiğimde ise ‘ Ege açık biri değil misin?’ diyor. Kalakalıyorum…
Çünkü inanılmaz kişisel bilgiler verip karşı cinse sorulmayacak şeyler sorabiliyor. Soruları şahsi değil aslında ama yine de karşı cinse sorulmayacak tipte oluyor.
Bölüm içerisindeki Doğu-Batı ayrımı gitgide daha keskinleşiyor, anladığıma göre bir kesim neo-nazist bir tavır haline bile girmiş. Görmezden gelme, sallamama, tek kelimeyle geçiştirme… Kendi üstümde de hafif bir dalga hissettim ama bunu ayrımcılığa yormadım. Lakin, Orta Doğulu ve Latin Amerikalı arkadaşlarımın anlattıklarına göre durum fena. Ben şeyi anlamıyorum, bu insanların çoğu ‘ Kalkınma ‘ odaklı insanlar, bu kadar ayrımcı bir kafayla ve duruşla nasıl kalkınmayla ilgili olabiliyorlar anlamıyorum. Yani bu konuya merak salan insanların kültürler arası iletişimlerinin iyi olmasını beklerim, yanılıyor muyum?
Bölüm içerisindeki Doğu-Batı ayrımı gitgide daha keskinleşiyor, anladığıma göre bir kesim neo-nazist bir tavır haline bile girmiş. Görmezden gelme, sallamama, tek kelimeyle geçiştirme… Kendi üstümde de hafif bir dalga hissettim ama bunu ayrımcılığa yormadım. Lakin, Orta Doğulu ve Latin Amerikalı arkadaşlarımın anlattıklarına göre durum fena. Ben şeyi anlamıyorum, bu insanların çoğu ‘ Kalkınma ‘ odaklı insanlar, bu kadar ayrımcı bir kafayla ve duruşla nasıl kalkınmayla ilgili olabiliyorlar anlamıyorum. Yani bu konuya merak salan insanların kültürler arası iletişimlerinin iyi olmasını beklerim, yanılıyor muyum?
Ayrıca son gelişmelere göre, bizim bölümden üç kişi bırakıyormuş bölümü, hala tam net nedenlerini bilmemekle beraber insanların mutsuz olduğunu anlıyorum. Haklılar ben de tek gelsem ben de bunalıma girebilirdim bu kadar yoğun bir programda. Ama bu kadar kolay vazgeçmek?
