Hemen Paulo Coelho’nun Portekizce’den sonra ilk Türkçe’ye çevrilen son romanından alıntımı yapıyorum ”O zaman benim de bir çift lafım var: Seni seviyorum demeyi sadece seni affediyorum diyebilenler becerir.” syf:186
Okuduğum Şibumi ve Kelebek romanlarından sonra Elif çok çıtır çerez kaldı; Coelho yine mistik yolunda devam ediyor ama bu kitapta fark ettim ki, adıyla ve konusuyla gerçekten Elif Şafak misali olmuş. Konu Reenkarnasyon özellikle de Engizisyon mahkemelerinden doğan bir hikaye…
Bu neyi mi hatırlattı? şehrin aynaları! Coelho ve Şafak tanışsalar çok hoşlaşırlar gibi geliyor, aynı frekanstalar sanki…
Gelelim alıntıma; bu alıntı bana ne hatırlattı peki…Bir şarkı…tabii ki Tracy Chapman!
Forgive me
Is all that you can’t say
Years gone by and still
Words don’t come easily
Like forgive me forgive me
***************************
I love you is all that you can’t say
Years gone by and still
Words don’t come easily
like I love you, I love you
Bu alıntı beni gerçekten düşündürdü…Haklı buldum.Blogumun adı da aklıma geldi. The heart forgives, the mind can wait… Bunun da bir şarkı sözü olduğunu düşünürsek, (Jan Johnston-Love Will Come)–şarkıyı çok sevdiğimden değil, çok manidar geldiğinden bloguma bu adı koymuştum– bu şekilde olan bir insanın gönül durumları nasıldır acaba merak ettim!
Şimdi de asıl esin kaynağını Borges’in Aleph’ini okuyacağım!Bakalım bakalım…