Bugün Yaşar’ın yorumladığı Attila İlhan şiirini dinliyordum: Belki gelmem, gelemem, 5 dakika bekle git… Sonra yine sözlerine takıldım, acaba şair hiç Pablo Neruda’dan esinlenmiş olabilir mi diye? Ya da şair olmanın getirdiği bir hisler bütünü müdür, sevdiğini yanında istememek, ya da onun sessizliğini sevmek? Ya da tehlike bir durumda olduğundan sevgilisini düşünmek midir? Ya da sevgilisinin suskunluğunu sevmesinin sebebi, susarak da ona çok şey anlatabileceğini midir, yani konuşmadan, saf hislerle daha iyi bir iletişim kurmaları mıdır? Ronan Keating’in de bir şarkısı vardı:
“You say it best, when you say nothing at all”
“Gece Buluşması”
çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
şarabım bütün ekşi suyum soğuk
yanımda olmadın mı seni seviyorum
belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
ben senin olmadığını arıyorum
belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
“Me Gustas Cuando Callas”
me gustas cuando callas porque estás como ausente,
me gustas cuando callas y estás como distante.
déjame que te hable también con tu silencio
me gustas cuando callas porque estás como ausente.
distante y dolorosa como si hubieras muerto.
Related