Yine bir Eurovizyon zamanı…Nedense gelişmekte olan ülkelerin çok önemsediği, geri kalanının pek de sallamadığı bir yarışma uzun süredir. Fakat ben gelişmekte olan ülkeleri anlıyorum, kısa süre için de olsa gündemde oluyorlar. 2002’de Türkiye’nin Dünya Kupası’nda 3. olmasının ardından, Azra Akın’ın güzellik kraliçesi oldu daha sonra da 2003’de Eurovizyon’da Sertab Erener’le birinci olduk. Ne olursa olsun, uluslararası medyada adımız geçti bu isimlerle. Gündeme geldik. Ondandır ki şu an Bakü de, bu yarışmaya ev sahipliği yapacağından bir hazırlıklara girişilmiş durumda.
Yine Türkiye’de kimin yarışmada bizi temsil edeceği, nasıl bir şarkı olacağı hangi dilde olacağı çok tartışıldı. Ardından Can Bonomo seçildi. Tanımayan bir çok insan vardı, herkes araştırmaya başladı ve bir şey keşfetti. Neydi? Kendisi Sefarad Yahudisiydi, 540 yıl önce Osmanlı’ya gelenlerden…Eee? Yok efendim dans ederken Illuminati’ye gönderme yapıyormuş da yok nasıl bizi temsil edermiş de… Sadece insanların kabullenememesi, etnik farklılıkları, din farklılıklarını kabul edememeleri. Tek etnisiteden, tek dinden ve tek dilden homojen bir toplum istemeleri…Sizce bu Osmanlı’dan kalan Türkiye için mümkün müdür? Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türk hakkında, insanların bazen ne kadar ön yargılı ve töleranssız olduğundan bahsediyoruz da biz kendimiz kendimize ne kadar tahammül edebiliyoruz?
Bir başka gözlemim de Wikipedia oldu. Can Bonomo’yu farklı dillerde arattığınızda, her dilde farklı bir şeyin üstünde durulduğunu görüyorsunuz. Mesela İspanyolca hariç tüm dillerde Sefarad Yahudisi yazıyor. İspanyolca‘da ise sadece ‘judeo’ denmiş. Almanca’da ise detaylı olarak Sefarad Yahudilerinin tarihine gönderme yapılmış. İşte Engizisyon Mahkemeleri tarafından kovulan Müslüman ve Yahudilerden, Yahudilerin Osmanlı’ya gelişinden dem vurulmuş. Bilmiyorum bu bir hassasiyet mi? Yani Almanlar’ın bu mevzuya karşı olan hassasiyetlerinden ötürü mü bu açıklamalar. Ya da İspanyolca’sında neden bu konudan hiç bahsedilmiyor, diğer tüm dillerde bahsedilirken. İspanyol arkadaşıma bunu sorduğumda, biz İspanya’da yaşamış olanlara da judeo diyoruz, Sefardi demiyoruz gibi bir açıklama yaptı; sonra kendi ailesinin de aslında Yahudi kökenli olduğunu ama Katolikliği kabul ettiğini yoksa Bermejo soyadının nereden gelebileceğini sordu bana.
Benim merak ettiğim şu, son on yılda tarihsel acılar gitgide daha yüze çıkıyor. Daha rahat konuşuluyor, ifade ediliyor. Bu konuda mesela İspanyolların ne düşündüğünü merak ediyorum, ya da bu konu hakkında herhangi bir açıklama yapılmış mı sonrasında. 540 yıl geçmiş olabilir, sonuçta tarihte önemli bir olay.
Onun dışında bugün Hocalı katliamı anma günüydü. Açıkçası ben de çok iyi bilmiyordum detaylarını. Azeri arkadaşlarımın paylaştıklarından öğrendim.
Yine sosyal medyada yapılan paylaşımları inceledim. Yine Türkiye ikiye ayrılmış. Her iki kesim de olayı 1915 ‘e bağlıyor, onu da geçtim Hrant Dink’e bağlıyor alakasız bir şekilde. Türkiye’deki iki ucu da anlamıyorum. Bir uç hep milliyetçi, hep Türkler’e haksızlık edildiğini düşünüyor. Diğer uç da Türkiye hep haksız ya da Türklerle karşı karşıya gelmiş herhangi bir millet hep haklı gibi bir savunmayla çıkıyor. İki cephe sürekli çatışıyor.
Bence acıları birbirine karıştırmamak gerekiyor. İki olay arasında 80 yıla yakın vakit var… Türklerin; azınlıkların acılarını, çektiklerini biliyoruz bağlamında söyledikleri hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrantız, ne yazık ki istediği mesajı vermiyor diğer uç kısma. Bu söylemler, diğer uç tarafından milletlerinden hoşnut olmayan, dış güçlerle iş birliği yapan bir kitlenin söyledikleri gibi algılanıyor.
Bugün Hocalı katliamı için , Türklerin( bu sefer milliyetçi kısmın) taşıdığı; hepimiz Türküz diye başlayan ve Ermenilere hakarete kadar giden pankartlar, bu diğer kitleye olan kızgınlığın, ve içlerindeki körüklenen milliyetçilik ateşini gösterildiği ve BENCE bu anma için gerekli olmayan şeyler. Buna tepki olarak da diğer kesim 1915’de Ermeniler tatile gitmedi diyor. Hayır, şu var.. Hocalı’nın Batı medyasında, hatta bizim medyamızda bile bugüne kadar çok yer almadığı bir gerçek. Bazen işlerine gelen şeyleri daha çok yayımlıyor insanlar. Ya da genelde Müslüman halkın çektiği acılar çok yansıtılmıyor. Bu da bilinsin, bu da arka plana atılmasın, gösteriler yapılsın ama SAYGIYI yitirmeden. Olayı ırkçılıkla bulandırmadan, çünkü böyle yapıldığında asıl verilmek istenen mesaj arka plana itiliyor.