Bu yaz bebekle ne yapalım derken uzun fikir değiştirmeler sonucu en son Bavyera göllerinde karar kıldık. Hem hava aşırı sıcak olmaz hem de yine de suya girme fırsatımız olur diye.
Göller bölgesi epey büyük hatta bazı göllere Münih’ten direkt s-bahn var yani trenle 30-40 dk de gelebiliyorsunuz. Biz Königssee, Chiemsee, Tegernsee, Starnbergersee ve Wörthsee’yi ziyaret ettik. Gezi boyunca başıkta da görebileceğiniz gibi ilgimi en çok mavi yusufçuklar (Chiemsee’de bulunan cinsleri: Blaue Federlibelle (Platycnemis pennipes); Große Heidelibelle (Sympetrum striolatum)) ve kürek sörfü çekti.
Königssee
Burası Chiemsee’ye 1 saat mesafede olduğundan gelmişken görelim dedik. Daha önde Venedik’e gitme programımın içindeydi, böyle kısmet oldu. Bu göl epey turistik ve oldukça güzel. Büyük bir kısmı Berchtesgaden Milli Parkı içinde yer alıyor.
Sıradağlar arasında kaldığından yüksekte (rakım 605 metre) ve su sıcaklığı en sıcak günlerde bile 20’dereceyi geçmiyor. Biz gittiğimizde 19 derece dediler. Hava 21-22 derece olduğundan yüzmek biraz yürek ister gibi geldi fakat suyun içme suyu kalitesinde olduğunu belirtmek gerekir. Sebebi ise göle elektrikli motor harici bir araç girmiyor, kanalizasyon da göle verilmiyor. En derin yeri 190 metre!!! Ortalama derinliği ise 98 metre. Göl deyip geçmemek lazım :)
Arabayı park etme alanında zaten anlıyorsunuz büyük bir yere geldiğinizi. Gelenlerin çoğu doğa yürüyüşüne gelmiş gibi duruyor, herkes epey hazırlıklı. Yürüyüş ayakkabıları, rüzgarlıkları, spor çantaları… Bizim hedefimiz bot turu yapmak. Burada iki seçeneğiniz bulunuyor ya fotoğraflardan da ünlü St. Bartholomä yarımadasına kadar gitmek ya da tam tur yapıp Salet’e kadar gitmek. Benim tavsiyem Salet’e kadar gitmeniz çünkü buradan Obersee neden bir diğer göle 10-15 dkda yürünüyor ve enfes bir manzara sizi bekliyor. Her iki durakta da yeme içme yerleri tuvalet vs mevcut. Botlara bebek arabası ile binebiliyorsunuz biz rahat etmek için sadece kanguruya yanımıza aldık.
Botta giderken yolun ekosunu göstermek için rehber bir trompetle karşı yakaya doğru şarkılar çalıyor, yankıyı hemen ardından duyabiliyorsunuz. Bu gösteri için ufak bir bahşiş topluyorlar.
Chiemsee
Burası ana konaklamamızı yaptığımız göl. Baden-Württemberg’in Kostanz gölü varsa, ki bu gölü Avusturya İsviçre ve Bavyera ile paylaşıyor; Bavyeranın da Chiemsee’si var. Biz Bernau bölgesinde kalıyoruz.
Burada yapılabilecek en güzel aktivite bisiklet kiralayıp tüm gölün çevresini bisikletle gezmek, elektrikli bisikletlerle bunun için aşırı bir sportiftik de gerekmiyor. Göl çevresi bisikletle tur için 59km. Dört saat sürüyormuş toplamda bisikletle. Bizim gibi bebekliyseniz bebek römorku diyeyim bile var fakat alışık değilse bebek sevmeyebiliyor. Biz bir hevesle yola çıkıp anca yan kasabaya (Prien-Harras) kadar gidebildik neyse orda da Schramlbad’da bi göle girmiş olduk. Hatta freya isimli bir Viking gemisi bile gördük.
Bernau-Felden’de gölün balıklarını tadabileceğiniz bir sürü restoran bulunuyor. Fisherei Minholz epey yüksek puanlıydı ama biz göl manzarası olması sebebiyle Sallers Badehaus’da yedik.
Ertesi gün bot turuna çıktık ve Herrenchiemsee’ye gittik. Burası için ayrı bir yazım var. Gölün farklı yerlerinden adalara geçilebiliyor. Biz Herrenchiemsee den sonra Fraueninsel’e gidelim dedik birden bir fırtına koptu ve yağmur bastırdı. Bebekle de olunca göze alamadık ve gidemedik.
Bir başka gün göle girmeye Strandbad & Beach Bar Übersee‘ye gittik. Burada en gözüme çarpan şey mavi yusufçuklar oldu. Gölün yüzeyinde onlarca mavi yusufçuk gördüm. Gölde zaten ördeklerle ve kuğularla birlikte yüzüyorsunuz. Taş kum yosun hepsi var ve birden derinleşiyor burada su. Denize alışkın ben için ilginç bir deneyim göle girmek. Tatlı su, ağzınıza tatlı su geliyor ve suyun kaldırma kuvveti daha az.
Tegernsee
Burası Almanların değişiyle pozitif bir sürpriz oldu. Ufak bir göl ve rengi çok güzel. Diğer göllere göre daha soğuk geldi. Anladığımız kadarıyla Bevyera’nın sosyetesi ya da direkt Münih’in mi desem bilmiyorum buraya geliyor. Epey yaşlı var ama belli sosyo ekonomik olarak tepede olan yaşlı nüfus. Etrafta çok güzel pansiyonlar var hepsi ahşap çiçekli evlerden. Bu gölde bir manastır bulunuyor önü tabi bira bahçesi. Ama görülmesi gereken asıl şey Wallberg! Teleferikle gölün etrafındaki dağlardan birinin zirvesine çıkmak mümkün. Manzara fevkalade.
Manastır
Kloster Tegernsee
Wallberg
Buraya teleferikle çıkılıyor ve süper bir göl manzarası görüyorsunuz. Çıktıktan sonra sizi bir restoran karşılıyor. İsterseniz yakında bulunan kiliseye ya da zirveye yürüyebilirsiniz.
Bad Wiessee
Starnbergersee
burası evlenme teklifi aldığım göl daha önce detaylı gezmiştik ondan bu sefer sadece suya girme molası verdik. O yazım için:
Andechser Kloster
son konaklama yerimize giderken yolda ünlü bir manastıra uğrayalım diyoruz. Bu manastırda epey ünlü Andechser birası da üretiliyor ve epey büyük bir kompleks haline gelmiş. İçeride bira bahçesi konsepti var kendinizi Oktoberfest’de sanabilirsiniz ortam öyle. Düğün kutlaması yapanı bile vardı biz gittiğimizde.
Wörthsee
Son konaklama yerimize geldik. Ammerseede yer bulamayınca soluğu burada aldık. Otelimiz direkt su kenarında. Bu göl minnak ama epey dolu belki de haftasonuna denk geldiği için. Burada Almanlar için gölün kürek sörfü yani stand up padelling olduğunu tekrar anlıyorum. Gelen giden bunu kiralıyor kiralamıyorsa sırt çantasıyla getiriyor. Ben bile bir eksiklik hissettim, decathlonda set olarak €250 ya satılıyor.