Kadınların toplumdaki rolü?
Çok iyi bilindiği gibi Tanrı kadını erkeğe yararlı olması, böylelikle erkeğin Tevrat’ı öğrenebilmesi için yarattı, zira erkek yemek yapar ve ev işleriyle ilgilenirse, Tavrat’ı incelemeye vakti kalmaz ve O ‘Adem’in yalnız kalması iyi değil’ demekle bunu kastetmiştir. ( Yaratılış 2:18) Ve yine bilindiği gibi kadın evin bekçisidir, kocası için yemek yapar ve evin tüm gündelik işleri onun omuzlarındadır. s:110
Öyleyse kadın erkeğin iki hedefe ulaşması için bir araçtır: O, erkeğin fiziki ihtiyaçlarını gidermek suretiyle onun huzurlu bir ruh hali içinde Tanrı’ya karşı görevini yapmasını sağlar ve ona oğullar doğurur. Evliliğin amacı üremektir. s:110
Altı ila on yaşları arasında, kız erkeği istemediğinde onu reddettiğini bildirmek zorundaydı, ama boşanma işlemi gerekmiyordu. On yaşından itibaren kızın istenmeyen bir evlilikten kurtulması için boşanma gereği vardı. s:114
Bur örnekler gösteriyor ki, evilik anlaşması, bir insanın kaderini etkileyen çok önemli bir eylemden ziyade, bir eşyanın en yüksek fiyatı verene gittiği keyfi bir satış gibiydi. s:121
Dul kadınların hali?
Bu kadınların bir çoğu gençti; evlenemeyecek olmaları, mali durumlarının kötülüğü ile birleşince , cinsel erişime açık bu kadınları geniş ailenin ve o ölçüde cemaatin dengeleri için birer tehdit haline dönüştürüyordu. s:176
“…zira kadınların aklı bir karış havadadır, önce evden dışarıya, sonra sokaklara düşerler ve mutaassıplık gedik açabilir…” s:176
Nitekim, annenin rolü hukukta, aile soyuna hizmet eden bir araç şeklinde algılanıyordu. Kadın kocasıyla yaşadığı sürece, onun soyunun devamına yönelik yükümlülükleri olağan kabul edilirdi. Ancak erkeğin ölümü ya da boşanma durumunda, kadının hizmetlerine artık kesin gözüyle bakılamazdı; bundan sonra bu hizmetlerin artık bir fiyatı olurdu. İster anne ister sütanne olsun, emziren bir kadın bu amaç için bedenini kiraya veriyor gibi düşünülürdü. Ancak bir evlilik sona erdikten sonra, yetim çocuğun emzirilmesi, annenin değil, babanın ve onun ailesinin yararına bir şey gibi algılanırdı. s:181
İlginç Terimler
Menaker: Musevilikte, yenilebilir (kaşer) hayvanların arka butlarının içindeki siyatik sinirin tek parça halinde çıkarılmış olması şarttır. Bu işin eğitimini alan ve bunu yapan kişiye menaker denir. s:227
Marrano: İspanya ve Portekiz’deki “Yeni Hristiyanlar” için kullanılan aşağılayıcı bir tabir. Bu isim İspanyolcadaki domuz sözcüğünden gelir ve Musevilik ve İslam’daki domuz eti yeme yasağını ima eder. s:487