Tokyo v2

Tokyo v2

  • September 24, 2018
  • |
  • Genel
  • |

Tokyo’ya üç kez gitme şansım oldu. Üçünde de farklı keşifler yaptım. Başlangıç olarak ilk yazımı 2016 yılında yazmıştım:

Big in Japan

Daha sonra 2017 yılının Mart ayında ve tekrar Temmuz ayında ziyaret ettim. Temmuz gezime Kyoto – Nara da dahil olmuştu:

Kyoto & Nara

2017 gidişlerimde Tokyo ile ilgili 2.tur yazmamıştım şimdi sıra onda! Açılışı Shibuya sokaklarının süslemeleriyle yapayım.

Onsen

Onsen Japon hamamı daha doğrusu kaplıcası demekmiş. İlk gün kaldığım otelin terasında ( APA Hotel Shinagawa Sengakuji Ekimae) halka açık ücretiz onsen bulunuyordu ben de denemek istedim. Bikinimi giyip bornozla çıktım yukarı bir baktım kadın-erkek ayrı bizdeki gibi. Soyunma odalarında kadınların rahat rahat çıplak dolaştığını fark ettim ve sonra bir uyarı gördüm. Meğer bikiniyle girilmiyormuş çırılçıplak girme zorunluluğu var. Bir diğer ilginç detay ise dövmesi olanların girememesi. Bunun sebebi ise tüm vücutlarında dövme olan Yakuza üyelerini buralardan uzak tutmakmış. İçerde sıcak su havuzları ve sürekli su akan büyük küvetler vardı.

Köpek Sahipliği Kültürü

Bebek arabasına bindirilip gezdirilen bu chihuahuaların keyfi nasıldır acaba?

Fuji Dağı

Ara ara güzel havalarda gözüken Fuji Dağı, Shiganawa’daki otel penceremden bir gün bana gülümsedi. Gerçekten de büyüleyici bir duruşu var.

Rainbow Köprüsü

Bu köprü Tokyo’nun simgelerinden biri gibi. Üzerinde yürünebiliyor, benim sadece metroyla geçme şansım oldu. Ofisin manzarasında da tüm görkemiyle gözükmekte:

Owl Village Cafe

Evet yanlış duymadınız. Tokyo’da bir “Baykuş Kafe” mevcut. Hayvan konseptli kafeler hem Seoul’de hem de Tokyo’da oldukça yaygın. Seoul’de kedi ve köpek versiyonlarını görmüştüm ama biraz sıradan gelmişti. Halbuki baykuş öyle mi?

Mekanların konsepti şöyle: İçeride dört-beş çeşit o türden hayvan oluyor ve siz içine bir içecek dahil olan bir giriş ücreti ödüyorsunuz. Kampanyalı fiyatı  1500¥, bu bir saati kafede geçirmenize olanak sağlıyor.

Böylece hayvanlarla temasa da geçme izniniz oluyor. Maalesef baykuş kafeyi kapanışında yakaladık o yüzden sadece dışarıdan görebildim. Bakıcıları hepsini tek tek tartarken fotoğrafladım.

Takeshita Street  / Harajuku
(竹下通り)

Burası daha önce de sıkça bahsettiğim en curcunalı sokak. Dükkanların içi rengarenk. Japonya’dan beklenen tatlışlığı en çok hissettiğiniz yer diyebilirim. Burda cosplay yapan gençleri dolayısıyla farklı farklı kostümlü bir sürü kişiyi görebilirsiniz. Kalabalıklık açısından İstiklal Caddesi gibi.

Dükkan içinde tur atmak isteyenlere:

Dominique Ansel Bakery

Bu kafe oldukça meşhur. Dünyada farklı şehirlerde şubeleri var. Ben de tesafüden Insider Food’un videolarında keşfetmiştim gitmek kısmet oldu. Birbirinden yaratıcı sunumlar, farklı konseptler hepsi bu kafede. Mekan en çok “Cronut” yani Croissant ve Donut karışımı ürünü ile biliniyor. 
Aşağıda pasta vitrinini görebilirsiniz.

Aşağıda gördüğünüz balonların içinde kek mevcut menüdeki ismi “ Zero Gravity Chiffon Cake” . Yemek isteyen kişi balonu patlatarak kısmetine ulaşıyor.

Yaz döneminde en çok giden ürünleri dondurmalar. Bunları da yumuşak dondurma olarak servis ediyorlar tabii öyle bir süslemeyle ki! Fiyatının da 
¥1000 olduğunu görüyorsunuz aşağı yukarı €7.5 ya da $8.80 ediyor yani tuzlu diyebiliriz. What-a Melon ve Creme de la Corn menüdeki isimleri.

İstanbul’dan gelen ilham

En popüler tatlılardan biri de Frozen S’more. Gözünüzün önünde marshmallow dondurma karışımının dış yüzeyi karamelize ediyor. İnanır mısınız Ansel bunu İstanbul’a geldiğinde yediği Maraş dondurmasından ilham alarak yapmış

Çiçek açan sıcak çikolata, çiçeği Marshmallow menüdeki ismi “Blossoming Marshmallow” Hot Chocolate ve içine süt konmuş çikolatalı kek ya da kendi tabiriyle “Cookie Shot”

Bu maymunlu pastayı da oldukça sevimli buldum. Japonya’dan beklediğim tatlışlığı bu kafe fazlasıyla sağladı.

Mekanın dekorasyonuna bayıldım özellikle de bu tablolara. Basit ve çok sevimli. Satışı olsaydı tablolardan almayı düşünürdüm o kadar hoşuma gitti.

Aoyama Flower Market Teahouse Akasaka

Aoyama’nın daha önce Minato-ku şubesine gitmiştim. Beraber gittiğim arkadaşım buradan ilham alarak LuluaFlora diye bir çiçek dükkanı açtı. :)

Bu sefer Akasaka şubesinde oturduk. Dışarıda oturma alanı vardı içerisi ise çiçekler ve bitkilerle kaplı. Buranın özelliği her ay farklı konsept çiçek belirleyip dükkan dekorasyonunu ona göre değiştirmesi. İlk sefer gittiğimde ayçiçeği denk gelmişti şimdi ise Lale!

Shinjuku Golden Gai
(新宿ゴールデン街)

Burası gece hayatıyla meşhur olan bir bölge. Ben gündüz gözüyle bir gezdim. Daracık sokaklar bütününde bir bölgeyi oluşturuyor. İlk anda ghetto gibi bir izlenim alıyorum, mekanlar kapalı olduğundan algılaması güç. Bir kapı önünde bir adet doğum günü sürprizi görüyorum:

Daha sonrasında yolda trans bir kadın geçiyor bir an gece hayatı bu tip bir eğlenceden mi oluşuyor diye düşünüyorum ama emin de değilim, farklı sitelerden okuduklarıma göre hayır.

Written by EGe